Never let fear
get in the way of your dreams.
Will 11 yaşında öksüz ve sonradan yetim olan Liverpool hayranı bir çocuğun İstanbul’da düzenlenecek olan UEFA Şampiyonlar Ligi maçına gitmek üzere yola çıkışını ve bu yolda yaşadıklarını konu alıyor.
Futbol’u çok sevmememe rağmen filmin anlatısı hoşuma gitti. Bir de belki hayran demek ne demek ona açıklık getirdiği için dikkatimi çekti. Yani taraftar olmanın getirdiği sadece bağırmak ve taşla bıçakla birbirine saldırmak değil, takımlarını desteklemenin yanında diğer futbolseverleri ve alakasız olanları bile destekleyip yardımcı olmak. Ki İngiliz taraftarının dünyanın en fanatik taraftarı olduğu düşünülünce, film biraz pembe filtreyle çekilmiş gibi geliyor. (link)
2005 yılında Liverpool-Milan maçı İstanbul Atatürk Stadyumunda oynanmış. Ana eksenin İstanbul’a gitme üzerine kurulu olması bile dikkat çekici olmuş. Bir de İstanbul’un güzellikleri kuş bakışı görüntülenerek ekrana yansıtılmış.
Kadiköy’de yıllar önce Fenerbahçe Galatasaray maçı çıkışında (ki Fenerbahçe yenmişti), Kadife sokaktan geçerken bir çiftin olduğu arabada küçücük bir Galatasaray arması var diye önce arabayı sallamaya başladılar Fenerliler, sonra çocuğa vurmaya, kız yanda çığlık çığlığa ağlıyor, sonra camdan çekip aldılar çocuğu , ben isyan ederken yanımdakiler beni çekerek uzaklaştırdı o günden beri futbolla ilgimi kestim. Çok nadir büyük maçları izlerim. Ama o holiganlar beni hep korkutur.
Futbola olan alakasızlığımı 2005 yılı final maçını mışlı olarak anlatmamdan anlamayanlar için başka bir anımı anlatayım. Yıllar önce bir gün Akmerkez’in altındaki cafede otururken baktım her yerden fotoğrafımı çekiyorlar, niye fotoğrafımı çekiyorlar diye sordum meğer yanımda Alex oturuyormuş. İşin ilginci bana Alex denilince de bir şey ifade etmemişti. İşte futbolla ilgim bu kadar.
Ha bir de unutmamalıyım, 2000 yılında Münih’ten Frankfurt’a geçerken Borussia Dortmund’la yolculuk yapmıştım, tabi anlamamıştım ben onların futbolcu olduğunu, öyle hepsi uzun boylu manken gibi takım elbiseli falan, bir de bir benim valiz kaybolmuştu bir de bunların çok uzun süre takılmıştık bagaj bölümünde birlikte. İşin ilginci, bana Borussia Dortmund dendiğinde de bir şey ifade etmemişti.
Hayatımda böyle anılar çok benim, bazen insanları çıldırtacak kadar.
Not: Filmin yönetmeni bir kadın.
Not 2 : Offside’ı anlayabiliyorum.
İstanbul Atatürk Stadyumu da bana hiçbirşey ifade etmedi. Nerede acaba?
zardoz u izlediniz mi? Yorumlarınızı merakla bekliyorum.
daha izlemedim, hemen öne alıyorum :)